Kayıtlar

Temmuz, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Alışmak,Vazgeçmek,Kaybetmek..

Erken uyanmaya alıştım artık. Kahvaltı yapmadan sigara içmeye alıştım. Batan güneşe ,biten günlere alıştım. Alkolün o ertesi gün ağzında kalan ekşimsi tadına alıştım. Birçok şeye alıştım artık. Mesela eskisi kadar sorun etmiyorum kelebeleklerin 1 gün yaşamasını, uçurtmalarının sınırı olduğunu… Denizin istediğim kadar mavi olmamasını, bulutların istediğim kadar keskin beyaz olamamasını sorun etmiyorum artık. Çoğu şeyden de vazgeçtim. Duygularımdan mesela. Eskisi kadar ön planda değiller. Alışılmışlıklarımın dışında vazgeçtiklerim daha fazla. Kuşları izlemekten vazgeçtim, gecelerimi gündüz etmekten vazgeçtim, sigarayı duygularımla içmekten vazgeçtim. Vazgeçmek kolay değil, bilirsiniz. Biraz cesaret ister, cesaretten daha fazla da kararlılık. Sanırım ikisi de bu ara bende var. Çoğu şeyden, çoğu kişiden vazgeçebiliyorum artık. Cebimdeki bozuk para gibi harcıyorum insanların gözümde ve inanın çoğu cebimde taşımama değmiyor bile. Cebimde ki 1 liradan fazla edemeyecek o kadar insan v...

Boğazımdaki bu düğümden hangimiz sorumlu?

Yazının şarkısı olarak,okumaya başlamadan açın..  https://youtu.be/PW3d_FpT59E Aynı yollardan yürüyorum,aynı manzaraya bakıyorum. Her gün. Tek başıma. Bir anlam yükleyemeyecek kadar yorgun kafam. Yada bunlardan kaçtığım için. Kaçmak çoğu zaman iyi gelir. Bende öyle yaptım. Düşüncelerimdeki senden kaçtım. Kızgınım. Nereye gittiğimin önemsizliğini kaybetmiş olmasına kızgınım. Geriye kalan hayallerin avuçlarıma ve göğüs kafesime sığmayışına kızgınım. Bundan sonra kimsenin ellerini saatlerce izleyemeyeceğim için kızgınım. Her bir boğumunu teker teker öptüğüm parmaklarına kızgınım. Uykusunda bile beni sıkı sıkı saran kollarına kızgınım. Biriktiremediğim her sinema bileti için kızgınım. Yazmayı bıraktığın her mektup için kızgınım. Her öpüşünde kalbime kadar inen dudaklarının sıcaklığına kızgınım. Gözlerimin içinden başka hiçbir yere bakmayan gözlerine kızgınım. Şimdi. En çokta kendime kızgınım. Artık hislerimin kaybolduğunu kendime itiraf ettiğimde kızgın demirler saplanmadı. Karnım bile...

Her şey bitti sanma

Resim
Bu saatler de bir şeyler olur bana. Günün geri kalanına göre daha zor geçiyor dakikalar ve günün geri kalanına göre daha çok canım acıyor bu saatlerde...  Bu saatlerde daha sert çekiyorum sigarayı,daha zor gülüyorum,aslına bakarsan,bu saatler senin saatlerin.  Genelde gece yarıları bir şarkı çalarken fotoğrafına yaklaşıp "ulan be" demekle yetinirim. Sen bilmezsin,sonrada uyuyakalırım. Mesela ben burda bu saatte,yoldan geçen arabadaki müslüm gürses şarkısına eşlik etmeyi anlatırım,gökyüzüne bakıp "yetmedi mi Allahım" demeyi anlatırım anlatmasına da,kimse bi bok anlamaz. Bir M.F.Ö veya Pilli Bebek şarkısında seni bulmayı anlatırım şimdi burada insanlara ya da kimseye anlatamadıklarımı yazarım? Biliyorsun,yazamam. Kimseye de bi bok anlatamam. Ben hep içime atarım. Kanser olana kadar,bir gün dertten kusana kadar içime atarım. İçim mezarlık olmuş,çoktandır uğrayan yok. En zoruda,senin benim haberim olmadığını sandığın şeyleri yaparken seni izlemek. İzlerken hiç ses çıkar...

Yüreğimdeki mezarlık

Resim
Bir gün ansızın çıkıp gelmeni beklerken,hayatın kısa ve kuşların uçtuğunu farkettim. Ben uğruna sigaralar yakıp ciğerlerimi parçalarken,senin kahkahanla uyandım.  Seni senden çok severken,mecnun olduktan sonra leylayı bulmasının kolay olduğunu anladım. Uğruna yıllarımı heba eden bir çocukken,bir saniye sonra ölebileceğimi hatırladım. Ölümsüz sevmiştim ben seni. Ölümlere inat... Bilirsin inatçıyımdır,kabul edemem,direnirim,savaşırım ama kaybettiğimde ise arkama dönüp hatalarıma bakmayı bilirim. Hatalarıma baktığımda,en büyük hatamın, bir insana hiç gitmeyeceğimi hissettirdiğim anı gördüm. Bazılarına göre hata bile olmasa bu,en büyük hatamdı bu benim.  Herkese karşı inadımdın,direnişimdin,sol yanımdın. Sana her anım sen olsun derken, sen anılarım olarak kalmayı seçtin... Bir gece dertten boğalacakken,bana dert olanın sen değil,kendim olduğunu anladım. Kendimi yıpratmaktan,üzmekten başka yaptığım bir şey yoktu. Ben yıkılacak adam değildim. Belki yokluğunda şiddetli sallandım ama ...