Toplumdaki Düşünce Farkı ve o Düşünülmeyen Masum Bebek...
Bugün buraya biraz içimi dökeceğim desem yeri var , belirli
bir süredir üzerinde araştırma yapıp kitap okuduğum bir konu var. Bu konuya da
ister istemez değinmek zorunda kalacağım.
Uzun sayılmayacak bir süre içerisinde , hayatın
güzelliklerine bakmaya çabalıyorum. İçtiğim sigaradan anlık zevk almaya,
gökyüzünün maviliğinden mutlu olmayı , yağmurlara sevinmeyi kendime şart
koşuyorum. Kendimi , iç sesimle depresyona sokmak yerine, bize verilen bu
kısıtlı süre içerisinde hayatı dolu dolu yaşamaya çabalıyorum. Bir ortamdayken
başkalarından çekindiğim için yapamadığım şeyleri yapmaya başladım mesela. Bu
güzel bir gelişme. Hatta insanlar tarafından “iyice kafayı yedin” vb ithamlara
uğruyorum ama bundan mutsuz değilim. Bence herkes içindeki iyi huylu deliyi
dışarı çıkarmalı. Ancak o zaman dünya , çocukların ölmediği ,insanların açlık
çekmediği bir yer olur.
Sürekli aklımı , Afrika’da doğmuş bir 3 aylık bir bebeğin ne
suçu olabilir sorusunu soruyorum. Neden ben değil de o? Neden o bebek bütün
imkansızlıklarla savaşırken , ben imkanları beğenmeyecek bir ortamda yaşıyorum?
Ben bunu hakkedecek ne yaptım? O bebek bunu haketmeyecek ne yapmış olabilir?
Özellikle Müslüman toplumlarda bu olaylar “şükretmek lazım” ile geçiştiriliyor
ama o bebeğin şükredeceği yaratıcıdan bile haberi olmaya bilir ömrü boyunca. Ömrü 5 ay da olabilir ,açlık ve susuzlukla
başa çıkamazsa. Tek suçu ,hayatı boyunca bu cefaları çekecek olmasının sebebi
sadece diğer kıtalardan birinde doğmak mı?
İnsan sorgulamadan doğruları bulamaz, sadece doğru diye
inandırılmış kalıplara yaslanmak zorunda bırakılır. Sorgulayan, eleştiren ve
araştırılan insanlar ne yazık ki toplumumuz da gerektiği değeri görmediği gibi,
hoş bile karşılanmıyor. Şahsi fikrim ,hiçbir zaman toplum olarak “muasır
medeniyet seviyesi”ne ulaşamayacak olmamız. Toplumumuz okumaktan, sorgulamak ve
araştırmaktan o kadar uzak ki, bir kısım kendini sürekli geliştirirken bir kısım
hep aynı yerde. Buda toplumumuzda seviyeler arasında büyük bir seviye farkını
oluşturuyor. Biraz daha açık konuşmam gerekirse, ne yazık ki toplumumuz da
kültür ve sanat olarak orta kesim olmadığına inanıyorum. Belirli bir kesim bu
konularda baya donanımlı iken diğer kesimin konulardan hiçbir haberi yok.
Genelde fikirleri oluyor. Hatta sonuna kadar katı bir şekilde savundukları
fikirleri oluyor.
Ben kendimi bu konularda geliştirmeye çabaladıkça bu kendi
analizlerim sonucunda gördüğüm şeyler beni ne yazık ki bu konulardan soğutuyor.
Biraz karmaşık bir yazı oluyor ama öyle bağlantı kurarsak daha iyi oturacağına
inanıyorum: Yukarda bahsettiğim topumun bu katmanları arasındaki fark çok fazla
olduğu için ne yazık ki toplumumuzda ki dayanışma ve mutluluk seviyesi de
minize edilmiş durumda. Farkındaysanız
maddi bir katman farkından hiç bahsetmedim. Anlatmak istediğim tamamen
düşünceler arasındaki seviye farkı. Bu düşünceler arasındaki farkı daha iyi
açıklamak gerekirse, bir kesim marsta bulunan suyu merakla takip ederken ,diğer
kesim evinin önünde belediyenin su boru hatlarının çalışmasını merakla takip
ediyor. Anlatmak istediğim fark bence bu kadar büyük.
Bu yüzden yukarıda bahsettiğim Afrikalı bebeği toplumumuzda
düşünen çok az insan var. Sadece bebek için değil, dışarıda ki evsizleri ,
açları , kötü yola düşmüş insanları…. Bu düşünülmeyen kısmına bir sürü örnek
verebiliriz.
Bugün birine sebepsiz bir iyilik yaptığınızda , karşınızdaki
kişi sizi sorguluyor. Ne çıkarınız olduğunu düşünüyor. Gidip bir arkadaşına 1
sigara dahi uzatsanız onu sorguluyor. Çünkü toplumda kimse en ufak iyiliğe bile
alışık değil. İyilik ve mutluluğa aç bir toplumda yaşıyoruz maalesef. Bu yazıyı
okuyorsanız eğer, bir şeyleri sorgulayın, araştırın, eleştirin. İsterseniz buna
bu yazıdan başlayın isterseniz benden başlayın isterseniz kendinizden ama
hiçbir şeye körü körüne inanmayın. Bu sefer farklı bir yazı oldu. Bu ve bu tür
konularda daha fazla fikrim oluştukça yazmaya devam edeceğim…
DipNot => Burayı epey zamandır ihmal ettiğimin farkındayım.
Aslında sosyal medyayı biraz daha aktif kullanma girişimlerim olumlu ilerlese
de bloğuma pek vakit ayıramamam canımı sıkıyor. Aklımın hep bir köşesinde
buraya bir şeyler yazmak olsa bile , yazdıklarım ya çizgisiz defterimde kalıyor
ya da bilgisayarımda ki klasörde. Blogumu ihmal ettiğim için , ondan özür
dilemek amacıyla benim için özel olan playlisttimden bir parçayı buraya
koyayacağım. Umarım blog bu jestimi görmezden gelmez ve beni affeder :))
Şimdilik Hoşşçççaakkaaallıııııınnnn :)))
Yorumlar
Yorum Gönder