05:48
Saat 05:48.. Ben 1 dakika öncesine kadar yatağımda dönüp duruyordum. Yaklaşık 2-3 saattir uyumaya çabalamama rağmen,bütün çabalarımın sonuçsuz kaldığı,gri bir şehire gri bir güneş doğarken yazıyorum bu yazıyı sizlere. İçimden aniden kopup gelen yazma isteği beni yatağımdan kaldırıp,masanın başına geçmeme sürükledi. Belki de bundan uyuyamamışımdır, yazıp rahatlayamadığım için. Hislerimi buraya hiç aralık vermeden,kafamdan geçtiği gibi hızlı bir şekilde döküyorum. Düzeltmeye çabalamıyorum, söylersem kırılır mı diye düşünmüyorum.. Duygularımı kırpmak zorunda kalmadan, hareket etmek muazzam bir olay. Günlük yaşantımızda bunun hep önüne geçiliyor maalesef. Çoğu zaman karşındaki insanı kırmamak için duygularını kırpman, sözcüklerini dikkatli seçmen ve onun hisleri doğrultusunda cümleler kurmak zorunda kalıyorsun veya öyle hissediyorsun. Karşındaki kim olursa olsun,ister ailenden biri,ister bi dostun olsun ya da herhangi bi arkadaşın. Bu hiçbiri için farklılık göstermiyor. Sebebi ise duygul...