İç sesimde boğuluyorum
Kişisel görüşüm acının üzerine yazmanın,mutluluğun üzerine yazmaktan daha kolay olduğu yönünde. Bu nasıl olabilir bende bilmiyorum ama acı duygusunu aktarmaya çabalarken yazılarımda,mutluluğu aktarmaya çabaladığımdan daha az bir gayret gösteriyorum ve gelen tepkiler üzerine de şunu diyebilirim ki,acı ve hüzün üzerine yazdığım yazılar daha çok beğenilip,okunuyor. Bunun sebebini biraz düşündüm,olayın içinden tam anlamıyla çıkamasamda acaba diyorum.. Acaba mutluyken yazacak bir şey kalmadığı için mi böyle oluyor? Yani sonuçta mutlusun,öyle hissediyorsun. Hayatındaki çoğu şey yolunda gidiyor veya sen öyle sanıyorsun. Bu durumdayken,ne aktarabilirsin ki yazılara? Bu gibi düşünceler dönüyor beynimin içinde.. Sonra en ünlü şairlerin en tanınmış şiirlerinde göz gezdirirken farkediyorum ki; en tanınmış şiirlerin hiçte küçümsenmeyecek bir kısmı mutluluk üzerine yazılı. Tabiiki de daha büyük kısmı acı,ayrılık,hasret gibi duygular üzerine ama mutluluk üzerine o kadar çok tanınmış şiir var ki,göz ardı edemiyorum. Bu düşünce aklıma nerden nasıl girdi inanın bilmiyorum,bunu blogumla neden paylaştığımla alakalı da bir fikrim yok. Sanırım kendim işin içinden çıkamayınca,buraya içimi dökmek istedim. Çok kafama takıp düşününce,karakter meselesi demek ki ben böyle yazabiliyorum diyip işin içinden çıkıyorum,işin gerçeği düşüncelerimden kaçıyorum. Düşüncelerimden kaçtıkca,benliğimde kayboluyorum. Kendi iç sesimde boğuluyorum...
Yorumlar
Yorum Gönder