Kayıtlar

Miras.

Neredeyse bloga yazmayalı 1 sene olacakmış. Bundan değil ama 2020 yılından bir hatıra bırakamamak üzerdi. O yüzden bu yıl yazı yazmadığımı görünce hemen yeni bir yazı oluşturdum. Belki yarın, belki 5 belki 50 sene sonra öleceğim. Ben öldüğümde burası benim kalan duygularım olacak. Etrafımda beni seven 3-5 kişiye kalan mirasım olacak. Bu sebeplerden ötürü, koskoca 1 yılı buraya iz bırakmadan bitirmek istemedim.  Yaşıyorum. Sıkıntılı süreçler geçirsem de, yaşıyorum. Yaşamaya çabalıyorum. Direniyorum. Etrafımdaki tüm mutsuzluklara rağmen direniyorum. Canımı sıkan çok şey var. Çok fazla hatam var.  Ama vazgeçmiyorum. Bazı hatalarımın kendime bile izahı olmuyor ama düşersem elimden tutan olmayacakmış gibi geldiği için bu hataları kimseye anlatamıyorum. Hatalarım hep olacak. Ve ben, vazgeçmeyeceğim.

5. yıla girmenin mutsuzluğu..

Burada ilk paylaşımı yapalı tam 5 sene olmuş. Eskisi kadar aktif kullanmasakta burayı, yaşamaya devam ettiğimizi belli etmek için ayda yılda bir kere aynı böyle iki kelam bırakıyoruz buraya. Belki bir gün ölüp gidince, dostlarımız, sevdiklerimizin aklına gelir, girer okur burayı. Bizden bir hatıra kalmış olur.  Şimdiden selam olsun o günlere. Kötü anılarımızı boşverin, iyilerle hatırlayın. Ben herkesi öyle hatırlayacağım. Bir daha ne zaman yazarım belli olmaz, en son yazalı 10 ay olmuş :))) Bir şarkı bırakıp gittim. Benim gibi yıkıklar iyi bilir ve sever,sayar bu şarkıyı. https://www.youtube.com/watch?v=BaRLonlJDOI

Bir ömrün içinde farklı hayatlar.

Öncelikle selam. Uzun zamandır yoktum, zaten bir önceki gelişimde de sadece bir merhaba demek için gelmiştim. :) Hayatımda bu süre içersinde çok şey değişti ama sonuç olarak yaşıyorum. Son nefesimi verene kadar da sonuç olarak yaşıyor olacağım. Neyse, bu konuyu uzatmaya fazla gerek yok. Bugün hayatımın akışını biraz gözden geçirdim. Bir sürü kırılma noktam olmuş. Bunları duygusal anlamda yazmıyorum. İlla ki duygusal anlamda da belki farklı bir hayat yaşayabilrdim - ki ben bunu istemezdim - ancak anlatmak istediğim hayatımın temelli değişmesi gibi. Kırılma noktalarımı göz önüme getiriyorum bazen. Bu hayat beni hapise de sürükleyebilirmiş, bir mevzu için canımı da alabilirmiş. Belki kötü, hoş olmayan illegal yollara da düşürebilirmiş. Oysa ben şuan gayet standart bir hayat yaşama çabasındayım. Tuhaf olan ise şimdilik her şeyin, rayında gitmesi. Ben alışık değilim işlerin yolunda gitmesine. Gerçi şansım çok yanımda olmuştur ama dara düşmeden pek fazla uğramaz. Neyse, uzun zaman so...

Merhaba.

Yaklaşık 2 senedir buraya yazmadığımı fark ettim. Ölmedim; yaşıyorum. Tekrardan merhaba demek istedim. 2 senede çok şeyin değiştini ve buna rağmen fazla bir şeyin değişmediğini ifade edebilirim ama sadece merhaba demek için yazdım buraya ve dediğime göre gidebilirim.. Hoşçakalın :)

Sizin başlığınız..

Merhaba. Uzun bir süredir ne yazabiliyor, ne de blog ile ilgilenebiliyordum. Kısmet bugüneymiş. Başlığını siz belirleyin bu yazımın. Çünkü seçimler, seçimlerim hep canımın yanmasına sebep oldu geçen yirmi bir yıllık hayatımda. Küçüktüm dizim acırdı, büyüdüm içim acır oldu. Geçen yirmi bir senemde sevdiğim herkese canımdan çok değer verdim. Hala canımdan daha kıymetli tırnakları olan ailem var, kanımdan üç canımdan iki. Yaptığım her yanlışta yanımda daha sağlam basan, sırtımı omzumu değil yüreğimi dayadığım o güzel insanlar var. Yanımda olduğunu düşündüğümün, yüreğimi, kalbimi verdiğimin, içime hapsettiğimin  gidişine izin verdim bu yaz. Yüreğim buz tuttu sıcak gecelerde. Geçirdiğim iki kocaman yılı sildim hayatımdan, canımı kopara kopara.  İdam ettim kalbimi, sevgimi. Ben bittim sevdiklerim eksilmesin.. Canım çok yanıyor. Kandırıldığım kocaman 2 yıla mı, yoksa yerimin üç gün olmasına mı, sevdiğime mi kanamalı içim. İyi değilim evet ama haykıramıyorum. Dost...

Hissetmek.

Resim
 Yazıma başlamadan önce,ülkemizde son günlerde yaşanan olaylarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızı saygı ve özlem ile anıyorum. Ruhları şâd,mekanları cennet olsun. Yüce Türk Milletinin başı sağolsun. Hissetmek. İnsanoğlu yaratıldığı günden beri,hep bir şeyleri hisseder. Acıyı hisseder ağlar,sevinci hisseder güler,huzuru hisseder... Hep hisseder. Hissettiği için yaşamdan haz alır,hissettiği için yaşam mücadelesi verir. Hissettiği için sevdiklerini korumaya çalışır,hissettiği için sevdiğine sahip çıkmaya çabalar,hissettiği için çalışır.. Çocuğuna duyduğu sevgiyi hissettiği için,ona önem verir,gözünden sakınır. Gözle göremeyeceğimiz bir şey olsa da hissetmek ; insanın en büyük gücüdür. Hissettiği kadar yaşar insan. Hissettiği kadar özgür,hissedebildiği kadar sever. Hala bir şeyleri hissediyorsan, yaşıyorsun demektir. Dikeni tuttuğunda acıyı,sarıldığında huzuru,bakışlarında sevgiyi hissediyorsan eğer yaşıyorsun demektir. Hissetmek güzeldir yani. Hissetmek , insanı özel kılar. Çü...

05:48

Saat 05:48.. Ben 1 dakika öncesine kadar yatağımda dönüp duruyordum. Yaklaşık 2-3 saattir uyumaya çabalamama rağmen,bütün çabalarımın sonuçsuz kaldığı,gri bir şehire gri bir güneş doğarken yazıyorum bu yazıyı sizlere. İçimden aniden kopup gelen yazma isteği beni yatağımdan kaldırıp,masanın başına geçmeme sürükledi. Belki de bundan uyuyamamışımdır, yazıp rahatlayamadığım için. Hislerimi buraya hiç aralık vermeden,kafamdan geçtiği gibi hızlı bir şekilde döküyorum. Düzeltmeye çabalamıyorum, söylersem kırılır mı diye düşünmüyorum.. Duygularımı kırpmak zorunda kalmadan, hareket etmek muazzam bir olay. Günlük yaşantımızda bunun hep önüne geçiliyor maalesef. Çoğu zaman karşındaki insanı kırmamak için duygularını kırpman, sözcüklerini dikkatli seçmen ve onun hisleri doğrultusunda cümleler kurmak zorunda kalıyorsun veya öyle hissediyorsun. Karşındaki kim olursa olsun,ister ailenden biri,ister bi dostun olsun ya da herhangi bi arkadaşın. Bu hiçbiri için farklılık göstermiyor. Sebebi ise duygul...